KARPAZ OTONOM
EŞEK YÖNETİMİ
Cengiz Bey, arabasıyla polis barikatına yaklaştı. Barikat
gönderinde, yeşil bayraktaki siyah eşek figürü dalgalanıyordu. Polis, otomatik
bariyerle yolu kapadı. Cengiz Bey, kimliğini polise uzattı. Polis, sürücünün
kimliğini inceledi ve “geçebilirsin”
anlamında başını sallayıp kuyruğunu sağa sola doğru hızlıca savurdu. Cengiz
Bey, arabasının vitesini takıp hareket etti, Karpaz tarafına doğru yoluna devam
etti.
xxx
Karpaz
Milli Parkındaki eşekler bir turizm değeri olarak ülke tanıtımında
kullanılıyordu ve güya devlet koruması altındaydılar. Ancak özgür eşekler aslında
çaresiz ve perişanlardı. Zavallı hayvanların korunacakları ne bir ahırları
vardı, ne de onlara düzenli yem veren bakıcıları… Karpaz ’da bardağı taşıran
son damla, eşeklerle ilgili bir haber oldu. Haberde; Karpaz eşeklerinden iki
tanesinin açlıktan ve hastalıktan öldüğü, ilgisizlik nedeniyle ölü eşeklerin on
gün sonra bulunduğu yazıyordu. Haberi gazeteden okuyan Kara Kaçan çok sinirlendi:
“Arkadaşlar, yeter! Artık insanlarla
onların anladığı dilden konuşacağız. Karpaz ’da kaderimize terk edilmiş
durumdayız! Sadece biz değil; bu yöredeki insanlar da aynı kötü koşullarda
yaşıyor. Bundan kurtulmanın tek bir yolu var: Bağımsızlık! Hepimiz, birlik
olacağız, yöre insanının da desteğini alıp otonom bir yönetim kuracağız. Başka
çare yok! Kurtulmak yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz!” dedi. Bütün eşekler anırarak, bu büyük
isyanı selamladı. Bu direniş; yörede olacakların önemli bir habercisiydi. Eşeklerden
Uzun Kulak bir soru sordu: “Kara Kaçan,
bu isyanı elbette destekleyeceğiz. Peki, bunu nasıl başaracağız?” . Kara
Kaçan yüksek ve kararlı bir sesle: “Öncelikle
bizi hapseden dikenli tellerden kurtulacağız. İnsanların dilinde broşürler hazırlayıp
isyanımızın gerekçelerini onlara anlatacağız. Onları örgütleyip isyanı tüm
Karpaz’ a yayacağız, Karpaz Otonom Yönetimi’ni kuracağız. İşte, o zaman
gerçekten özgür olacağız” dedi. Eşeklerin anırması coşkuyla iki katına
çıkmıştı.
Ertesi gün hemen harekete geçtiler. Dikkat çekmemek için gece
çalışıyorlardı. Öncelikle kendilerini çeviren dikenli telleri kopardılar. Hiç
kimse, onlardan şüphelenmedi, Karpaz’da eşeklerin ciddi işlere girişip “otonom
yönetim” kurmak isteyeceği kimin aklına gelebilirdi ki? Eşeklerden İnatçı,
isyanın 14. gecesi Dipkarpaz Köyüne ulaşmıştı. İnatçı, kendilerini çok seven 12
yaşındaki Pembe’nin evine geldi, evlerinin kapısına hafifçe vurdu ve uzunca anırdı.
Yatağından uyku sersemi kalkan Pembe kapıyı açtı, İnatçı’yı tanımıştı: “Burada
ne arıyorsun İnatçı? Sen bu kadar yolu nasıl yürüdün?” dedi. İnatçı
gözlerini açıp konuşmaya başladı: “ Dinle Pembe, biz eşekler hep beraber bir
isyan başlattık. Karpazdaki tüm köyleri de bu isyana katmak istiyoruz. Karpaz’ı
otonom bir yönetime dönüştüreceğiz” dedi. Küçük Pembe şaşırdı: “Otonom yönetime mi? Peki, insanları nasıl ikna edeceksiniz?” dedi.
İnatçı: “ Bunun için broşürler hazırlayıp
isyanımızın gerekçelerini açıklayacağız. Bize yardımcı olmanı istiyoruz” dedi.
Pembe, her şeyi ertesi sabah, babasına anlattı. Babası kızının anlattıklarından
çok etkilenmişti: “ Kızım, bu
anlattıkların gerçek mi? Eşek, gerçekten konuştu mu? Ne dedin sen? Otonom
yönetimi mi kurmak istiyorlarmış ?” dedi, hayret ederek. Pembe: “Baba, yemin ederim doğru söylüyorum.
Eşek konuştu, çaresiz kaldıkları için bizim anlayacağımız dilden konuşmak
zorunda kaldıklarını söyledi ve bağımsızlık planlarını anlattı” .“ Kızım,
eşekler haksız da sayılmazlar” dedi babası. “Biz Karpazlılar, 50 senedir hep üvey evlat ilgisi gördük. Devletin
gözünde Karpaz, hep sürgün yeri oldu. Öğretmen, doktor, memur ayrılacağı günün
hesaplarını yaptı hep” dedi. “Bu
yörede iş olmadığı için çalışamadık, fakirlik belimizi büktü” diye konuştu
sesi titreyerek. “Tamam, kızım” dedi. “Artık
kendi çözümlerimizi kendimiz yaratmalıyız. Bizim de bu zavallı eşeklerden pek
bir farkımız yok. Devlet bizi gözden çıkardığına göre, biz de eşeklerle beraber
ayrı bir otonom yönetim kurmalıyız, eşeklere sonuna kadar destek olacağız”,
dedi. İki ayın sonunda Karpaz yöresindeki
tüm köyler sessizce örgütlenmişti. Otonom bir yönetime kavuşma hayali, herkesi
heyecanlandırmıştı. Köylüler, bir yandan
otonom yönetim hazırlıklarını yürütürken öte yandan eşeklerle ilgilendiler.
Onların barınma, beslenme ve sağlık sorunlarını çözdüler. Fiziki olarak toparlanan
hayvanlar, boğa kadar güçlendiler. Köylüler, imece usulü çalışarak, Karpaz
Yarımadasının kuzeyinden güneyine kadar dikenli sınır telleri çektiler.
Karayolları üzerinde barikatlar kurdular, polis kontrol kulübeleri
oluşturdular. Kıbrıs’ı ortasından ikiye ayıran “Yeşil Hat” tan sonra bir de
Karpaz Yarımadasını ayıran bir sınır oluşmuştu. Artık ok yaydan çıkmıştı,
Karpaz ayrılıyordu.
Eşekler, tüm Karpaz köylülerini, Balalan Köyünde
topladılar. Yaklaşık on beş bin kişinin toplandığı heyecanlı bir kalabalık
vardı. Eşeklerin lideri cesur Kara Kaçan kürsüye çıktı, mikrofona yaklaştı: “Sayın Karpazlılar” dedi. “Yaklaşık iki aydır sürdürdüğümüz
hazırlıkların sonuna geldik. Bu süre içinde insan ve hayvan dayanışmasıyla
nelerin başarılabileceğini herkese gösterdik. Yarın, 1 Mayıs 2024 tarihinde
Karpaz sakinleri olarak bağımsızlığımızı ilan edeceğiz. Artık Karpaz Otonom
Yönetimi çatısı altında yaşayacağız, hepimize hayırlı olsun” .Halk, coşku
ve tezahüratlar eşliğinde “en büyük
başkan, Kara Kaçan” diye tempo tutmaya başladı. Kalabalığın en önünde
bulunan Kemal Bey, Kara Kaçan’a doğru yaklaştı, elinde Karpaz’ı temsil eden
kolye şeklinde büyük bir anahtar vardı: “
Kara Kaçan Bey, bu direnişi siz eşekler başlattınız. Bu ayrı yönetimin
doğuşunda emekleriniz çok büyüktür. Biz sizin yönetiminiz altında yaşamayı
istiyoruz. Lütfen bu isteğimizi kırmayın ” dedi. Karpaz’ı temsil eden
anahtar kolyeyi Kara Kaçan’ın boynuna taktı. Kara Kaçan halka baktı, tezahürat
büyüktü, herkes bunu istiyordu. Eşekler de memnundu. Karakaçan sırıttı, bu
kararı onaylar gibiydi, kendinden emin bir şekilde konuştu: “Biz eşeklere duyduğunuz güven için
hepinize çok teşekkür ederiz. Bizim yönetimimizde hepiniz özgür ve mutlu
yaşayacaksınız, hepimize hayırlı ve uğurlu olsun” dedi.
xxx
Cengiz Bey, seyahatinin sonunda nihayet Apostolos Andreas
Manastırı meydana geldi, aracını durdurdu. Karpaz Otonom Eşek Yönetimi ilanının
üzerinden on sene geçmişti. Otonom Yönetimin lideri Kara Kaçan üç sene önce
ölmüştü. Karpazlılar ona olan bağlılıklarını göstermek için büyük bir heykelini
yapıp meydana dikmişlerdi. Eşek heykelinin önüne gelen Cengiz Bey, saygıyla
eğilip diz çöktü, lider Kara Kaçan heykelinin gözlerine bakarak: “Kara Kaçan, seni saygıyla anıyorum.
Karpaz’ın kalkınmasında, büyük fedakârlıklarda bulundun, Karpaz senin idarende
sonra çok gelişti. Karpaz yöresinde devletin var olduğunu, herkese hissettirdin,
Allah senden razı olsun” dedi. Cengiz Bey, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan, icraat yapmayıp
konuşan, mevkii ve menfaat düşkünü politikacılardan bıkıp usanmış bir
vatandaştı. Ülkesinin dibe vurduğunu, devletinin hizmet veremediğini görüyordu.
Diz çöktüğü yerden kalktı, ağır adımlarla arabasına doğru yürürken birden geriye
döndü ve Kara Kaçan’ a doğru son kez seslendi:
-“İnşallah bir gün Kuzey Kıbrıs’ı da
siz yönetirsiniz!”
Yazan: Serkan Sürek
Yayın: Tantana mizah dergisi
Sayı:
84, Tarih: 5.12.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder