31 Aralık 2018 Pazartesi

ÖYKÜ



KURULTAY HEYECANI

Bugün memlekette demokrasi şöleni var… Partimizin iki önemli ismi Necati Gumbara ile Kazım Ayna genel başkanlık için yarışacaklar… İkisine de saygıda kusur etmem; lakin iyi geçinseler de alttan alta birbirlerinin kuyusunu kazdıklarını da düşünürüm… 
Bizim partililerden duyduğuma göre, Necati Gumbara, delege oylarını almak için, hesabından 1.000.000 TL para harcamış… Bunu duyan Kazım Ayna geri kalır mı, o da bankadan 500.000 TL çekip seçim propagandasında bol bol dağıtmış… 
Her ikisi de, seçim sürecinde bana kur yapıp oyumu istediler ama birine alenen destek verirsem de diğeri kazanırsa sonra ne olacak, diye düşündüm… Oy vermediğim aday sonra önümü keser diye gizlendim, oyumu söylemedim… İyi mi ettim, kötü mü ettim bilmem… 
Neyse, bunları düşünürken spor salonunda oy kullanmak için sıraya girdim. Önümdeki sırada Gumbara’yı destekleyenlerle Ayna’yı destekleyenler arasında bir arbede çıktı. Arkadaşlar yapmayın, hepimiz Fena Yeriz Partisinin neferleriyiz, bize böyle davranmak yakışmaz, dediysem de dinletemedim. Gumbara’yı destekleyenler, Fena Yeriz Partisini tek başına iktidara taşıyacak olan adayın Necati Gumbara olduğunda ısrarcıyken; Kazım Ayna’yı destekleyenler, “Memleketi biz yeriz/Kazım Aynayı seçeriz/ Partiye don biçeriz/ Gumbara’yı gömeriz” diye tezahüratlar atıyorlardı. Bu itiş kakışlar arasında oy pusulamı aldım, bir elimde de evet mühürü, sıranın bana gelmesini beklemeye başladım. Bu arada sıradakilerden biri bana kimi desteklediğimi sordu, söylemekten kaçınınca; fanatik aday “ aramızda casus var, vurun!” diye bağırmaya başlamasın mı, bir anda hem Gumbara, hem de Ayna taraftarlarından sırtıma ve böğrüme yumruklar yemeye başladım. Arkadaşlar yapmayın hepimiz kardeşiz, desem de dinletemedim. Öğlen yediğim taze fasulyenin suyu ağzımdan; gazı altımdan kaçıverdi… Kalabalık yumruklarıyla beni kum torbasına çevirdi. Tam da bu sırada, Süleyman Sülük sıranız geldi diye bir anons işittim, çağrılmıştım. Kabinlere doğru sızlayarak yürüdüm. Kabinde tek başımaydım artık… Bir yandan iki büklüm sızlarken öte yandan acaba, kime oy versem diye düşünmeye başladım. Kazım Ayna eli sıkı bir adaydı, zengin olunca tavırları değişmişti… Ayna’ya verirsem, kazandığında beni görmez, oy verdiğimle kalırım diye düşündüm, elimdeki evet mührü Necati Gumbara’ya döndü. Tam evete basacakken, telefonum çalmaya başladı. Hanım cepten arıyordu, açtım: ” Süleyman eve gelirken markete uğra, bir adet ağda, bir şişe asetonla bir paket günlük kadın pedi al bana”, dedi. Tamam, deyip kapattım. Tam Necati Gumbara’ya oyumu verecektim ki bir anda başım döndü, dengemi kaybedip yere düştüm. Yediğimi yumruklardan tansiyonum düşünce oy kullanamadan beni hastaneye kaldırmışlar, gözümü açtığımda kurultay bitmiş. Öğrendiğime göre sayımlarda Ayna yarışı önde götürüyormuş, eh her olmayan işte bir hayır varmış, bu durumda Kazım Ayna seçimi kazanırsa onun gözüne girmek için bir şövalye altın yüzük alıp evine tebrik etmeye giderim artık… Ne de olsa kaz gelecek yerden tavuğu esirgememek lazım, değil mi ama…
Yazan: Serkan Sürek
Yayın: Tantana Mizah Dergisi
Sayı: 80, Tarih: 07.11.2018


KARİKATÜR

Yayın: Yeni Bakış Gazetesi


Yayın: Yeni Bakış Gazetesi


Yayın: Yeni Bakış Gazetesi



KARİKATÜR

Yayın: Yeni Bakış Gazetesi


Yayın: Yeni Bakış Gazetesi


Yayın: Yeni Bakış Gazetesi


Cartoon by Serkan Sürek International cartoon competition on bee and beekeeping  Dolyna-Ukraine. (2019)