4 Ocak 2019 Cuma

ÖYKÜ



NARKOTİK KÖPEĞİ ZEYTİN


Adım Zeytin. 3 yaşındayken kamu görevlisi olarak KKTC narkotik şubesinde göreve başladım. Doğrusunu isterseniz sokaklar sahipsiz köpeklerle dolup taşarken, bu köpekler arasından ben seçildim. Tercih edilmemde yeteneklerim yanında eski başbakanının köpeği olmamın da etkisi oldu tabii... Başbakanının beni sahiplenmesi için çok peşinden koştum. En nihayetinde beni evine aldı… Aslında, narkotik köpeği olmayı ben istemedim. Başbakanının evini korumakla görevli bir polisin dikkatini çektim. (Diğer tüm Labradorlar gibi hızlı, hareketli, oyuncu bir yaradılışa sahibim. Burnum çok iyi koku alır. Sezgilerim de güçlüdür. Biraz övünmek gibi olacak ama oldukça da zekiyimdir.) Bu yönlerim fark edilince, polis; narkotik şubeden bir köpeğe ihtiyaç olduğu haberini başbakanın eşine söyledi. Hanımefendi beni pek sevmezdi, bunu duyunca beni evden göndermek için başbakanı ikna etti. Kamu Hizmeti Komisyonu münhal açtı. Açılan münhale yüzlerce köpek başvurdu fakat benim işe alınacağım garantiydi. Yani açılan münhal sınavı formaliteydi. Sınavı kazandım. 2010 yılından beri Lefkoşa narkotik polisine bağlı çalışıyorum. Dikmen’deki narkotik şubeye bağlı köpek eğitim merkezinde bir yıl süreyle sıkı bir eğitim aldım. Sezgilerim güçlüdür. Orada bütün uyuşturucuları koklayıp tanıdım… Ama artık canıma tak etti, şimdi Ercan’da tek başıma grevdeyim! Yahu, Kuzey Kıbrıs’ta kamu görevlisi olmanın ne demek olduğunu bilmiyor musunuz? Karpuz yatarak büyür, bizim devlet memurları el ense yatarak maaş alır! Ben tam 6 yıldır gece-gündüz demeden Ercan’da çalışıyorum. Bir günden bir güne nezle oldum, işe gelmem demedim. Veteriner Savaş Abi’den sahte hasta raporu almadım. Yurtdışından gelen yolcuların poposunu, çorabını, bavulunu koklamaktan burnum yara oldu; buna rağmen sadık bir Labrador olarak gıkım çıkmadı. Bulup yakaladığım esrarı, eroini, bonzaiyi toplayıp bavullara koysanız uçak kargosuna sığmaz. Bunun karşılığında ben ne aldım? “Aferin Zeytin”,  deyip başımı okşayan polis Uğur Abi’nin verdiği bir kutu köpek maması… İddia ederim ki Kuzey Kıbrıs’ta kamu görevlileri içinde en çok çalışan benim. 24 saat göreve hazır beklerim. Bazen içimden bu kadar çalışmaya değer mi diye sorarım. Müşavirlere bakın, evde oturup 10 bin TL maaşı cebe indiriyorlar… Zavallı ben! Dilim beş karış dışarda kan ter içinde çalışırım. Bana harcanan aylık mama parasını toplasanız 1,000 TL etmez. Kusura bakmasınlar ben bu kadar ucuza gitmem! Eşit işe eşit ücret benim de hakkım değil mi?  Köpeksem köle miyim? Ben de dolgun maaş karşılığı et isterim… Ah! Ah! Uyuşturucu baronlarından ne pirzolalı, köfteli rüşvet teklifleri aldım… Fakat onurlu bir köpeğim, bu ahlaksız tekliflerin tümünü burnumun tersiyle ittim. Şimdi emekli olmaya zorlanıyorum. Düşenin dostu olmaz derler… Vallahi doğruymuş! Şimdi yeni başbakanın emriyle narkotik şubeye alınan Zeyna’yı popüler yapmaya çalışıyorlar. Baskılar beni yıldıramaz! Hakkımı alana kadar Ercan’daki dedektörlük görevimi bırakıyorum! Kuzey Kıbrıs uyuşturucu cenneti olmadan özlük haklarımın sağlanması konusunda hükümeti göreve davet ediyorum...

Yazan: Serkan Sürek
Yayın: Tantana Mizah Dergisi,
Sayı: 82, Tarih: 21.11.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Cartoon by Serkan Sürek International cartoon competition on bee and beekeeping  Dolyna-Ukraine. (2019)